Bu çağın inanan insanları olarak, namazlarımızda, hep beraber, Peygamberimizde (s.) ve sahabelerinde var olan, huşu ve haşyeti yeniden inşâ etmeye çalışmalı ve kaybolmaya yüz tutmuş namazlarımızı yeniden diriltmenin yollarını aramalıyız.
Öyleyse:
1.Namaza hak ettiği değeri ve önemi verecek bir tefekkürümüz olmalı.
2.Namazda ceset-kalp bütünlüğünü yakalamalıyız. Eğer huzur-u kalbi sağlayabilirsek, sahabe gibi, namazlardan zevk alma, namaza acıkma, onu özleme ve ona susama gibi şu an belki anlamakta zorlanacağımız özellikleri kazanacağız.
3.Namaz için kendisine yöneldiğimiz en üstün otoritenin karşısında, O’na yakışır bir saygı içerisinde olmalıyız. Seccadelerin karşısında tir tir titreyebilmeli, sorumluluğun ve bize yüklenen emanetin bilincinde olabilmeliyiz.
4.Namaz için yöneldiğimiz makamdan hayâ edebilmeli, o yüce otoriteden gereğince utanabilmeli, O’nu hoşnutsuz edecek her türlü söz, fiil ve düşüncelerden uzak kalabilmeliyiz.
5.Ve en sonunda, tüm imkanları kullandıktan sonra ümitsizliğe kapılmamalı, ne yapsam olmuyor diye vesveselere davetiye çıkarmamalı, eşsiz merhametin ve şefkatin kaynağı olan Rabbimizin namazlarımızı kabul edeceğini ümit etmeliyiz.

M.Emin Yıldırım

Bir cevap yazın