Yüce Rabbimiz, Meryem süresinin 58 ve 59. Ayetlerinde; insanlığa önderlik ve örneklik eden seçkin kulları ile onlardan sonra gelen bozulmuş ve yoldan çıkmış nesiller arasındaki temel farklılığı namaz merkezli olarak söyle beyan buyurur:

“İşte bunlar Allah’ın kendilerine nimetler sunduğu peygamberler; Adem’in soyundan, Nuh ile beraber taşıdıklarımızdan; İbrahim ve İsmail’in neslinden ve doğru yola erdirdiğimizden, seçip beğendiklerimizdendirler. “Rahman’ın âyetleri onlara okunduğunda ağlayarak secdeye kapanırlardı.”

“Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki bunlar namazı zayi ettiler (terk ettiler, savsakladılar); nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekeceklerdir (Cehennemdeki “Gayya” vadisini boylayacaklardır).

Görüldüğü gibi 58. Ayette tüm insanlığa örneklik teşkil eden seçkin önderlerin, Allah’ın âyetleri okunduğunda ağlayarak secdeye kapanan duyarlı, sorumluluk bilincine sahip bir nesil olduğu vurgulanıyor.

59. Ayette ise, namaz duyarlılıklarını kaybedip hevalarına yani nefsani arzularına ve tutkularına uyan ve böylece cezayı hak eden bir sonraki nesilden söz ediliyor.

Biz, bu iki ayette; peş peşe gelen iki nesil arasındaki temel farkın, vahiy ve namaz konusundaki tutumları merkeze alınarak tanımlandığını görüyoruz.

Demek ki, Kuran’ın örnek gösterdiği nesillerin alamet-i farikaları vahye duyarlı olmaları ve bu duyarlılıklarını göz yaşlarıyla süsledikleri secdelerle yani huşû dolu namazlarlaispatlamaları; buna karşılık sonra ki nesillerin ilk göze çarpan en belirgin özellikleri ise,namazlarını savsaklamaları veya kılmamaları yani namaz ve vahiy duyarlılıklarını yitirmiş olmalarıdır.

Bu durumdan kurtulmanın yegâne yolu ise, yeniden namaza sarılmak, namazlarımızı vaktinde ve huşû içinde eda ederek hevâ ve heveslerimizin esiri olmaktan kurtulmaktır.

HÜSEYİN KADER


Bir cevap yazın